Svalbard Gezisi
Gezi Tarihi: Temmuz 2014
Genel Bilgi
Svalbard, Norveç’e bağlı olup özerk bir hukuki yapısı olan ve Kuzey Kutbuna çok yakın bir yerde bulunan bir adalar takımıdır. Adanın başkenti ve en büyük yerleşim yeri olan Longyearbyen 78. kuzey paralelde yer alan ve Amerikalı bir maden işletmecisi olan John Longyear tarafından 1901 yılında kurulmuştur. Şehir ismini Amerikalı maden yatırımcısı John Longyear’dan alır ve “byen” Norveççe’de “şehir” manasına gelir. “Longyiırbiyen” şeklinde telaffuz edilir.
Svalbard her ne kadar Norveç sınırları içerisinde gözükse de özerk bir hukuki yapısı vardır. Svalbard Schengen alanına dahil değildir ve Svalbard’ı ziyaret etmek için kimsenin vizeye ihtiyacı yoktur. Bu nedenle Longyearbyen hava limanında girişte ve çıkışta pasaport kontrolü yapılmaz. Ancak, sıradan bir turist için adaya ulaşmanın tek yolu Norveç, Almanya veya İsviçre’deki şehirlerden uçağa binmek olduğuna göre Svalbard’a gelmek için resmen olmasa da fiilen ve dolaylı olarak Schengen vizesine ihtiyacınız var ve dolayısıyla Schengen vizesi olmadan Svalbard’ı pratikte ziyaret edemezsiniz. İlla vizesiz Svalbard’a girmek isteyenler için havayolu kapalı olduğuna göre geriye yalnızca deniz yolu kalıyor 🙂
Svalbard gezisi için geleceklere küçük bir not. Adadaki nüfus 2.500’dür ancak adada yaşayan kutup ayısı sayısı ortalama 3.500’dür. Son 50 yılda kutup ayısı saldırısı sonucu 8 kişi ölmüştür. Şehir merkezi çıkışlarında yol kenarında görülebilecek olan ve aşağıdaki fotoğrafta bir örneği bulunan kırmızı ve siyah renkli üçgen bir tabela sizi şehir merkezi dışına çıkmak üzere olduğunuzu ve kutup ayısı tehlikesinin başladığı konusunda sizi uyarır.
Bu tabeladan sonraki yerlere gitmek üzere devam etmek isterseniz yanınızda silah bulundurmalısınız. Silah almak için yapmanız gereken şey ise adli sicil kaydınızı ve İngilizce tercümesini Svalbard valiliğine götürüp silah taşıma izni almanız ve ardından şehir merkezinde bulunan yerlerden silah kiralamanız.
Gece Güneşi ve Kutup Gecesi
78. kuzey paralelde bulunan ve Kuzey Kutbuna sadece 1.000 KM uzaklıkta bulunan Svalbard’da yaz aylarında sürekli gündüz, kış aylarında ise sürekli gece yaşanıyor. 19 Nisan ile 23 Ağustos arasında güneş burada hiç batmıyor ve hava sürekli aydınlıktır. 26 Ekim ile 16 Şubat arasında ise güneş hiç doğmuyor ve hava sürekli karanlıktır. Benim Svalbard’da bulunduğum 3 gün 3 gece boyunca doğal olarak güneş hiç batmadı ve her ne kadar kaldığım otelde odayı zifiri karanlık hale getiren özel perdeler kullanılsa da böylesi bir ortama alışmam kolay olmadı doğrusu. Sürekli gündüz veya sürekli gece ortamına ilk defa girenlerin çoğu belirli bir süre uykusuzluk problemi yaşayabiliyor. Örneğin aşağıdaki fotoğraf Longyearbyen’de yerel saatle 23:45 civarında yani gece yarısı çekildi ancak görüleceği üzere güneş tepede.
Svalbard Ekonomisi
Adadaki ekonomi temel olarak kömür madeni, turizm, balina avcılığı ve bilimsel araştırmalara dayanıyor. Adaya yerleşmek ve çalışmak için oturum veya çalışma izni almanız gerekmiyor. Yalnız adada sosyal güvenlik sistemi olmadığından paranız olduğu sürece eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.
Fosil Turu
Svalbard gezisi sırasında yapılabilecek aktiviteler genel olarak mevsime göre değişiklik gösterebilmektedir. Kışın buz mağarası gezileri, kar motoru turları, aurora turları, köpekli kızağa binmek gibi aktiviteler olsa da yazın şehirde kar örtüsü bulunmadığından bot turları, fosil turları, bisiklet turları ön plana çıkıyor. 2-3 saatlik kısa bir süresi olan fosil turu bana ilginç geldi ve yaprak fosileri bularak eve getirme şansı bulunduğum için Svalbard fosil turu benim oldukça dolu geçti. Adada 65 milyon yıllık kayaçlar bulunduğundan fosil bulmak pek zor değil, dahası bulduğunuz fosili hiçbir hukuki kısıtlama olmaksızın evinize götürebiliyorsunuz.
Pyramiden
Svalbard gezi turuna çıkıp da Pyramiden şehrini görmeden dönmek olmaz. Pyramiden şehrine kışın kar motorlarıyla yazın ise botla ulaşmak mümkün. Bot ile Pyramiden’e ulaşmak 3 saat sürüyor ancak bottayken seyrettiğimiz manzaralar ve bizi sürekli takip eden albatros kuşları sıkılmamıza pek fırsat bırakmıyor.
Bot turu sırasında öğle yemeği olarak balina eti ve somon servis edildi. Balina eti pişmeden önce kırmızı, piştikten sonra ise siyah renkli ve tadı ciğere benzeyen son derece lezzetli bir et.
Pyramiden 1910’lu yıllarda İskandinav bir kömür madeni şirketi tarafından kurulmuş ve sadece birkaç evden oluşan minik bir yerleşim birimi iken daha sonra Sovyetler Birliği tarafından 1927 yılında satın alınarak büyütülmüş ve geliştirilmiş bir maden kasabasıdır. Ancak İkinci Dünya Savaşı’nın ortalarında doğru, Nazi Almanyası’nın eline geçebileceği endişesiyle Sovyet bu şehri 1940’lı yıllarda kendi elleriyle yerle bir etmiştir. Savaşın son ermesinden sonra 1950’lı yıllarda Sovyetler, şehri yeniden kurup daha da geliştirmiştir. 1960’lı, 1970’li ve 1980’li yıllarda şehir altın çağını yaşamış ve nüfus ortalama 1.000 – 1.500 civarında olmuştur.
Botla Pyramiden’e yaklaştığımızda, Pyramiden’in çalışanı olan ve geleneksel Rus kıyafetleri, tüfeği ve ilginç küpesi ile Rus rehberimiz bizi karşıladı. Rus rehber son derece esprili ve güleryüzlüydü ve İngilizcesi her zaman alışık olduğumuz Rus İngilizcesi’nden çok ileriydi doğrusu. Yine aynen Longyearbyen’de olduğu gibi burada da kutup ayısı riskine karşı tüfekle dolaşmak gerekiyor.
Pyramiden şehrinde bulunan Lenin heykeli dünyanın en kuzey noktasında bulunan Lenin heykeli olarak varlığını hala sürdürüyor.
Nüfusun bu kadar az olmasına rağmen Lenin heykelinin hemen arkasında bulunan sosyal tesis binasında basket ve voleybol sahasının, tiyatronun, dans stüdyosunun, resim odasının, müzik odasının bulunduğunu görmek son derece şaşırtıcıydı. Rehberin verdiği bilgiye göre, Sovyet toprakları dışında kalan bu küçük şehir Sovyet rejiminin dışa açılan küçük bir penceresi olduğundan Sovyetler’in kendi imajlarını olumlu gösterebilmek adına bu küçük şehri adeta vitrin ve reklam malzemesi olarak kullanmış ve buraya çok fazla yatırım yapmış. Ayrıca burada çalışan işçilerin diğer Sovyet şehirlerine göre çok daha fazla maaş aldığı ve daha mesut bir yaşam sürdüğü de verilen bilgiler arasında.
Longyearbyen’de olduğu gibi Pyramiden şehrinde de tüm binaların altı boşluk olacak şeklinde kolonların üzerinde inşa edilmiş durumda. Pencerelerin dışındaki metal kutular ise buzdolabı işlevi görmekteydi. Ayrıca klasik bir Sovyet yaklaşımı olarak diğer Sovyet şehrilerinde olduğu gibi Pyramiden’de de evlerde mutfak bulunmuyor ve komünal yaşaması desteklemek adına herkes kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerini şehrin tam merkezinden bulunan büyük bir kantinde yiyordu.
TaxiMaxi Şehir Turu
TaxiMaxi ile 250 Kron ödeyerek şehrin belli başlı tüm yerlerini 2 saatlik bir zaman dilimi içerisinde Svalvbard hakkında ansiklopedik bir bilgiye sahip olan ve güneş gözlüğü, şapkası, piposu ve sakallarıyla son derece sıradışı bir görüntüsü olan taxi şoförü ile gezebilirsiniz. Araçta benim dışımda bir İngiliz çift vardır ve Norveçli emekli bir asker olan Taxi şoförü inanılmaz İngilizce’siyle ve süper esprilileriyle hiç susmadan aralaıksız olarak size Svalbard’ın tarihi, coğrafyası, ekonomisi, sosyal ve hukuki yapısı hakkında çok detaylı bilgiler veriyor. Bu arada taksi şoförü benim İstanbul’dan geldiğimi öğrenince çok şaşırdı zira Svalbard’da gördüğü ikinci Türk bendim.
Svalbard Global Seed Vault (Küresel Tohum Deposu)
İngilizce ismi “global seed vault” olan küresel tohum deposu, nükleer savaş ve meteor düşmesi gibi dünyadaki bitki türlerini yok edebilecek riskler nedeniyle yok olabilecek bitki, ağaç, sebze ve meyveleri tekrar üretebilmek adına dünya çapında her bitki türünden birer orijinal tohumun alınarak korunması amacıyla 2008 yılında Svalbard adasında kurulmuştur. Bunun birinci sebebi Svalbard’ın nemsiz havası, kuru ve soğuk iklimi ile permafrost özelliği bulunan toprak yapısının tohum depolamaya son derece elverişli olması. İkincisi Svalbard’ın Norveç gibi siyasi istikrarın bulunduğu bir ülkeye bağlı olması. Ve sonuncu neden ise Svalbard’ın dünyadaki diğer yerleşim yerlerinden uzak ve adeta yalıtılmış bir mesafe bulunmasıdır ki bu yüzden saldırılara karşı ve her türlü tehlikeye karşı korunaklı bir uzaklıktadır.
Yukarıdaki fotoğrafta gözüken beton dikdörtgen yapı tohum deposunun görünen sadece 10 metrelik giriş kısmıdır ki asıl depolama alanı 1 dönümlük alanı kapsar ve deponun 100 metrelik kısmı ise dağın içine gömülü vaziyette olup dışarıdan görünmemektedir.
Fiyatlar
Svalbard’da hiç bir ürün ve hizmette vergi yoktur. Vergi oranı sıfır olsa dahi Svalbard dünyanın en pahalı yerlerinden biridir. Orta halli bir otelde gecelik konaklama bedeli 1500 kron (190 USD), en ucuz hostellerdeki gecelik konaklama bedeli dahi 1.000 kron (125 USD)’den başlar. Şehrin sadece 3 KM dışında bulunan hava limanından otobüsle şehir merkezine gelmenin bedeli 75 kron (10 USD), taksiyle gelmenin bedeli ise 300 kron (38 USD), 1 porsiyon makarnanın fiyatı 150 kron (20 USD), 1 pizzanın fiyatı 160 kron (22 USF), 1 şişe biranın fiyatı 65 kron (8 USD)’dur. Vergi olmamasına rağmen bu aşırı pahalılığın sebebi adaya ürün getirmenin maliyetli olması, 4 ay gece ve 4 ay gündüzün yaşandığı bu sıradışı yerde doğal olarak işgücü maliyetinin ve maaşların yüksek olması ve ayrıca bölgenin turistik olmasıdır.
Svalbard Hakkında İlginç Bilgiler
- Adaya gitmek için vizeye veya yerleşmek için oturum iznine ya da çalışmak için çalışma iznine ihtiyacınız yoktur.
- Adada yaşayan kutup ayısı sayısı, insan sayısından daha fazladır.
- Toprağın yüzeyden itibaren ilk 25 metresi permafrost olarak adlandırılan donuk bir yapıdadır. Bu yüzden adeta doğal bir derin dondurucu işlevi gören topraktan dolayı gömülen cesetler yıllarca bozulmadan mumya gibi kalıyor.
- 19 Nisan ile 23 Ağustos arasında güneş hiç batmaz ve hava sürekli aydınlıktır. 26 Ekim ile 16 Şubat arasında ise güneş hiç doğmaz ve gökyüzü sürekli karanlıktır.
- Dünyanın en kuzeyinde bulunan kilise bu şehirdedir ve ilginç bir şekilde hem protestan hem de katolik kilisesi özelliğine sahiptir ve kapısı sürekli açıktır.
- Dünyanın en kuzeyinde bulunan Lenin heykeli buradadır.
- Kuş çeşitliliğini korumak adına adaya kedi getirmek yasaktır ve adada hiç kedi yoktur.
- Svalbard’da sokakların ismi yoktur ve sokaklar sadece numara ile anılır.
Kutup ayısı riski yazın mı yoksa kışın mı fazla?
Kutup ayısı riski normal şartlarda kışın daha fazla.
Yazınızı okudum, Svalbard benim de çok ilgimi çeken yerlerden birisi ve mutlaka bir kere ziyaret etmek istiyorum. Planım Haziran sonuna doğru 1 haftalığına gitmek ve öğrenci olduğum için hostelde kalmak. Bologna’da yaşadığım için Ryanair’le Oslo’ya oradan Norwegian Air ile Svalbard’a tek aktarmayla uygun fiyata gitme imkanım var. Tabi iki havaalanı arasını otobüsle gidicem.
Benim sorum ilk olarak yazın 7 gün orada kalmak fazla mı olur? Bir de yazın bile sıcaklık değerleri 0 derece civarlarında gözüküyor ama fotoğraflarda hava daha iyiymiş gibi bir hava var. Kıyafet konusunda tavsiyeleriniz nelerdir?
Svalbard’ın merkezi olan Longyearbyen’i keşfetmek için sadece 1 gün bile yeter. Ancak Svalbard’ya yapılacak aktivite çeşidi çok fazla. Oraya gidenler genelde 3 ile 7 gün arası gezi programı seçiyorlar. Ama eğer pek çok fazla aktiviteye (fosil turu, bisiklet turu, dağ tırmanışı, Pyramiden vs) katılmak isterseniz 3 gün yetmeyebilir. Bu arada şunu da hatırlatayım kış aktivitelerinin çeşidi ve sayısı yaz aktivitelerinden fazla.
Sıcaklık konusunu gelirsek, yaz mevsiminde gündüz hava sıcaklığı 3-10 derece arası ama gece 1-2 dereceye kadar düşüyor. Tabi hava çok değişken ve sis yüzünden havalimanında sık sık rotar olabiliyor. Tabii yazın güneşim hiç batmadığını ve havanın 4 ay boyunca hep aydınlık olduğunu tekrar hatırlatayım.
Kışın gitmeyi de isterim fakat şu an onun için ekipmana, kışlık kıyafete verecek çok param yok. Yazın daha sıkıcı duruyor ama orada bulundum, gece yarısı güneşini bile gördüm demek bile yetecektir bana. Kıyamet ambarını görmek istiyordum, bir de fosil olduğunu bilmiyordum. O ayrıca ilgimi çekti.
Ilker bey meraba. Siz kimsiniz diceksiniz. Adim Mehmet.Istanbulda ogrenciyim. Gezilerimi ucuza getirmek gibi bir amacim var ve temmuzda svalbard longyearbyen e gidiyorum. Yazinizi okudum ve face den aratinca bulmak zor olmadi dogrusu:) size bikac sorum olcak eger musade ederseniz. Ben ogrenci oldugum icin oradaki hostele dahil para veremem buyuzden herhangi bir binada yatmayi dusunuyorum. Kilise, spor salonu vs. Orada boyle bir imkan var mi. Yani surda yatabilirsin sorun olmaz diyebilceginiz. Ayrica yanimda konserve goturucegim icin yemegede para vermeyi dusunmuyorum. Son olarak hangi aktiviteyi onerirsiniz. Iyki yaptim veya keske yapsaydim dediginiz? Bu iki soruma cevap alabilirsem muthis olcak. ha birde piramiden turu nekadar sürüyor ve önceden rezervasyon şart mı yoksa orda halledeniliyor muyuz? şimdiden tekrar teşekürler 😀
Longyearbyen’de tüm cemaatlere hizmet veren ilginç bir kilise var. Hem Katoliklere hem Protestanlara yönelik kurulmuş böyle başka bir kilise yok dündaya bildiğim kadarıyla. Ve bu kilise duydum kadarıyla kapısını 24 saat herkese açık tutuyor. Orada kalabilir misiniz bilmiyorum, gitmeden önce teyit etmenizde fayda var. Onun dışında ücretsiz kalabileceğiniz bir yerin olduğunu düşünmüyorum. Şehir oldukça pahalı ve sosyal hizmet yok. Pyramiden turuna gelince. Pyramiden turu günübirlik bir tur, sabah erken gidip akşam üstü dönüyorsunuz. 1 gün öncesinden rezervasyon yapmakta fayda var, rezervasyon sonrasında bir servis aracı gelip sabah sizi otelin önünden alıp bota götürüyor ve tur başlıyor. Tur sırasında ızgara balina eti veriliyor ve ayrıca Pyramiden’da halen aktif bir Rus otelinde duraklayıp bir şeyler içebiliyorsunuz.
Merhaba Pyramiden turu ne kadar acaba hocam.
Teşekürler İlker bey. Son sorum ise sizin önerdiginiz bir tur var mı? Mesela piramiden turu hoşunuza gitti mi ve fosil turu? Hani şu tura kesin git dediginiz? Birde piramiden turu nekadar?
Merhabalar ben de bir yarışma için gitmek istiyorum kuzey kutup noktasına Svalbard dan geçmek istiyorum kışın buz kıran gemisi ile geçiliyor yazın ne ile geçebilirim ?
Uçakla yaz kış her zaman gidebilirsiniz.
fosil turu ve bot turu yapmayı istiyorum ama kafamda oturması için bir fiyat araştırması yaptım. tabi silah da kiralamak gerekecek. bu turların ne kadara mal olacağı konusunda fikir vermeniz mümkün müdür? yani kısacası 1 haftalık gezinin ne kadara mal olacağı konusunda fikriniz var mıdır?
Turlar çok pahalı değil ancak Svalbard Adasında asıl pahalı olan şey yeme içme ve konaklama giderleri. Günlük ortalama 200-300 dolar bütçe ile konaklama, yeme içme ve turlar dahil dolu dolu gezip eğlenebilirsiniz.
Merhaba,
Yazınız çok bilgilendirici olmuş, öncelikle teşekkürler. Uzun bir süredir hayalimiz olarak Svalbard’ a gitmeyi düşünüyoruz ancak Ekim ayının ilk haftası olarak düşündüğümüzden gece ve gündüz dengesinin nasıl olacağı ve özellikle kuzey ışıklarını görme ihtimalimiz hakında bir bilgimiz yok maalesef. yazın gittiğinizi biliyorum ama bilginiz varsa ve yardımcı olabilirsenz çok sevinirim. Şimdiden çok teşekkürler.
Aurora görmek istiyorsanız Kasım – Şubat arası bir zamanda gitmenizi tavsiye ederim.
Slm
Ben yılbaşında oradayım. Daha doğrusu güzel geçeceğine inanıyorum. Kızaklı köpek, fotograf, kuzey ışıkları ve fosil turları favorim gezmek gibisi yok birdaha mı geleceğiz dünyaya
Merhaba Semih bey. Gidebildinizmi. Bende düşünüyorum. Gittiyseniz fiyatlar hakkında bilgi verir misiniz.